KRAL KELEBEKLERİ
Her yıl düzenli olarak sonbaharda, Kuzeydoğu Amerika'da yaşayan kral kelebekleri yumurtlamak için Kanada'nın güneyinden Meksika'nın içlerine kadar göç ederler. Bu yolculuk 4000 km.'nin üstünde bir yol demektir ve 75 günden fazla sürebilir. Kelebekler ise bu yolu katederken bir doğru boyunca uçmazlar. Kimi zaman önlerine çıkan bazı engelleri aşmak zorunda oldukları için aslında çok daha fazla yol katettikleri unutulmamalıdır.
|
|
|
ÖRÜMCEKLER
Hareketsiz durma, kamuflajda her zaman en iyi taktik değildir. Yaprağa benzer 'mantid'ler, ölü yaprakların hafif rüzgarda sallanması gibi görünmek için, kendilerini ileri geri hafifçe sallarlar. Bazı tropik örümcekler de ağlarını o kadar hızlı titreştirirler ki, örümceğin ağın ortasında durduğu görülemez. Ağ ise neredeyse görünmez bir bulanıklık şeklinde olur.
|
|
|
KİWİ
Çok iyi gören gözlere sahip olmalarına rağmen kuşlarda koku alma duyusu yeterli değildir. Ancak bazı istisnalar vardır. Örneğin Kiwi kuşu çok küçük gözlere sahiptir, bu yüzden solucanları ve tırtılları daha çok kıvrık gagasının ucundaki hassas burun delikleri sayesinde koklayarak bulabilir.
|
|
|
SIVACI KUŞLARI
Sıvacıkuşlarına (Sitta europaea) bu adın verilmesinin nedeni; yuva olarak kullanacakları oyuğun girişini kendilerine göre düzenlemelerinden kaynaklanır. Buldukları oyuğu kendi türlerinin boyutlarına uygun hale getirmek için, oyuğun girişini çamur ya da kille kapatırlar.
|
|
MEŞE PALAMUDU BÖCEĞİ
Dişi meşe palamudu Weevilleri (buğday biti gibi zararlı örümceklerin genel adıdır) milyonlarca yıldır matkap kullanmaktadırlar. Weevil'in uzun gagasının ucunda küçük dişleri vardır. Böcek bu gagasını meşe palamudunun sert yüzeyine dayar. Daha sonra kafasını sağa sola döndürerek meşe palamudunu delmeye başlar. Derin bir delik açtığında, arkasını döner ve içine bir yumurta yumurtlar. Yumurta çatladığında Weevil larvasının yemeği olan meşe palamudu hazır olacaktır.
|
|
KARTAL
Bazı kartallar, havada inanılmaz bir sürat yaparak aşağıya doğru inişe geçerler. Bu dalış esnasında saatte yaklaşık 322 km. hız yaparlar. Büyük kartallar avlarına çok hızlı çarparlar. Kel kartalın avına vuruşu, yivli tüfek mermisine kıyasla iki kat daha güçlüdür.
|
|
|
KUŞLAR
Bazı hayvanlar düşmanlarını yanıltmak için seslerini çeşitli şekillerde kullanırlar. Örneğin ağaç deliklerinde yuva yapan birçok kuş rahatsız edildiğinde bir yılan gibi tıslar. Yuvaya saldıran yırtıcı hayvanlar da, delikte muhtemelen bir yılan olduğunu düşünerek bu deliği kurcalamazlar. Küçük tırtıllardan bazıları da tehlike hissettikleri anda tıslarlar ve vücutlarındaki sahte göz beneklerini şişirirler.
|
 CD2
|
|
|
|
ÖRÜMCEK
Mikroskop altında örümcek ağının telleri pürüzsüz bir görünüm sergiler. Ancak liflerin dış katmanları soyulup bir çözücüyle yumuşatıldığında her bir telin yapay liflere taş çıkartan karmaşıklıkta bir yapıya sahip olduğu görülür. Lifin çekirdeği "nanofibril" adı verilen ortak merkezli minik ipliklerle çevrilidir. Bu nanofibriller kimi katmanlarda lifin ekseni yönünde yer almalarına karşın, kimilerinde sarmal bir merdiven gibi lifin çevresini sararlar. Böylesi bir düzen büyük miktarlarda enerjinin emilmesine yardımcı olur.
|
|
AMFİBİYENLER
Amfibiyenlerin derileri, suda çözünmüş halde bulunan oksijenin, vücudun içine girebilmesini sağlayacak türdedir. Deride bulunan bezler gizli mukus salgılayarak derinin sürekli nemli kalmasını sağlar. Böylece havadaki oksijen de kolaylıkla hayvanın vücuduna girer.
|
|
|
KARTAL
Tüm kartalların gözlerinde "niktitant zar" denilen fazladan bir göz kapağı vardır. Bu kapağın işlevi gözleri temizlemek ve korumaktır. Örneğin kartallar yavrularını beslerken göz kapaklarını genel olarak kapalı tutarlar. Bu yavruların yanlışlıkla ebeveynlerinin gözlerine bir zarar vermesini engellemek için alınmış bir önlemdir.
| |
|
UÇARMAKİ
Uçarmakiler Malezya ve Filipinler'de yaşarlar. İri bir tavşan büyüklüğündeki bu hayvanın tüm bedeni deriden bir manto ile örtülüdür. Uçarmaki, bu mantosunu havada kayar gibi uçmak için kullanır. Dişi uçarmakiler yavrularını karınlarına oturtarak taşırlar. Uçarken bile yavrularını yanlarında taşırlar.
|
|
BAYKUŞ
Baykuşların kulakları sese karşı çok hassastır. Duyma oranları insanlardan daha fazladır. Baykuşların yüzünün iki yanında saç benzeri tüyler vardır ve bunlar ses dalgalarını toplayıp kulağın içine gönderirler. Bu tüyler ayrıca bir kulağı diğer kulaktan ayırır, böylece sağ taraftan gelen ses, büyük ölçüde sağ kulak tarafından duyulur. Bunun yanında kulaklar, kafada simetrik olarak yer almazlar. Biri diğerinden daha yüksektedir. Böylece baykuş sesleri super-stereo olarak dinler ve ses çıkaran canlıyı görmese dahi onun nerede olduğunu, sesin kaynağına göre tam doğru olarak tespit eder. Bu av bulmanın çok zorlaştığı karlı havalarda önemli bir avantajdır.
|
|
|
KARİDES
Birçok derin-su balığı, başlarının üstünden geçen avlarını görebilmek için yukarı-doğru bakan gözlere sahiptir. Burada renklerin görülemediği kadar az ışık vardır. Bu yüzden derin su canlılarının çoğu ışık üreten özel yapılara sahiptirler. Ahtapot, küçük karides (prawn) ve kalamar gibi canlılar da balıklarınkine benzer ışıklı organlara sahiptirler. Küçük karidese benzer bazı canlılar da ışığı kendilerini olduklarından çok daha büyük göstermek için kullanırlar. Antenlerindeki veya karınlarının kenarlarındaki ışık organları yandığında olduklarından üç kat daha büyük görünebilirler.
|
|
|
KUŞLAR
Kuşların kanatları yaşadıkları koşullarla tam bir uyum içindedir. Albatros, deniz kırlangıcı ve kılıç kırlangıçları hayatlarının büyük çoğunluğunu uçarak geçirdikleri için uzun ve ince kanatlara sahiptirler. Bu kanatlarla okyanus rüzgarlarında kolaylıkla süzülebilirler. Şahinlerin, kartalların ve akbabaların ise geniş, dışa doğru meyilli tüylü kanatları vardır. Onlar da bu kanatları ile sıcak karalar üzerinde rahatlıkla süzülebilirler.
|
|
KIZIL FIRINCI KUŞU
Kızıl fırıncı kuşunun (Furnarius rufus) ismi ekmek fırınına benzeyen yuvasından kaynaklanır. Erkek ve dişi, bu sağlam yuvayı, çamur, bitki ve tükürük kullanarak inşa ederler. Yuvanın yapımı aylarca sürer ve çift bu yuvayı bir sonraki sene tekar kullanmaz.
|
|
|
TEMİZLİKÇİ BALIKLAR
Balıklar parazitlerinden temizlenmek için birbirlerine ihtiyaç duyarlar. Temizleyici balıkların sırt yüzgeçleri bir vantuz gibidir. Oxyjulus californica yani senyoritalar bu balıkların en bilinenleridir. Temizleyici balık çok rahat bir şekilde bazen balığın ağzına girerek dişlerini, bazen de balığın solungaçlarını temizler, bu sayede karnını doyurmuş olur.
|
|
|
DENİZ KAPLUMBAĞASI
Bir dişi kaplumbağa bir seferde 100 veya daha fazla yumurta yumurtlar. Bunlardan küçük olanları gelişmeden ölür. 2 ay sonra yumurtadan çıkan yavruların bulundukları çukurdan yeryüzüne çıkmaları için 80 cm. gibi bir yokuşu tırmanmaları gerekmektedir. Bu 80 cm.'i tırmanmak yavruların 4 gününü alır.
|
|
|
KUŞLAR
Kuşların tüyleri sürekli bakım gerektirir. Kuşlar da tüylerini suda yıkarlar ve toz kullanarak kabartırlar. Çoğu kuşta kuyruğun bedene bağlandığı yerin yakınında bir yağ bezi bulunur. Kuşlar gagalarıyla o bölümden yağı alarak sürünürler. Böylece tüyleri su geçirmez hale gelir. Balıkçıl, papağan ve tukan gibi kuşlarda bu bez bulunmaz. Bu kuşlar da, tüylerinin bakımını bir kısım tüylerinde bulunan ince bir tozla yaparlar.
|
|
|
KURBAĞA
Tüm kurbağalar büyük gözlere ve göz kapaklarına sahiptirler. Birçoğunun da gözlerini yağlayacak ve temizleyecek özel bir zarı vardır. Ayrıca karadayken suyu kolay bulmalarını sağlayacak, mavi ışığa duyarlı göz yapıları da vardır.
|
0 yorum:
Yorum Gönder