
İMPALA
Büyük, orta ölçekteki etçiller için önemli avlar arasında bulunan impalanın hamilelik süresi
yaklaşık 200 gün sürüyor. Yavru 5 kg doğuyor, doğumdan 10 dakika sonra
ayağa kalkıyor 1 saat sonra annesine yakın hızda koşuyor.
Vahşi köpeklerin avlarının; yüzde 75'i, sırtlanların yüzde 15'i leoparların yüzde 28'i,
çitaların yüzde 44'ü , aslanların yüzde 29'u arasında yer alıyor. Gün içinde sürekli aktif olan
impalalar sürüler halinde yaşıyor. Çok çevik olduğu için uzun sıçramalar yapabiliyor.
Örneğin, 3 metre yüksekliğe ve 9 metre uzaklığa sıçrayabiliyor. Bu da aslanları ve
vahşi köpekleri şaşırtıyor ki; onların temel avları arasındadır impala.
Otçul implalarda sürü lideri erkektir.
Sürü sahibi olamayan erkekler kendi aralarında bir sürü oluştuyorlar.

KUDU
Savan ormanlarında kayalık ve meyilli yerlerde yaşıyorlar. Otçullar ve çok geniş bitki çeşitleri yiyorlar.
Kruger Ulusal Park'da 148 çeşit bitki yedikleri tesbit edilmiş. Ot türü ve yeşil,
canlı bitki örtüsünü tercih ediyorlar. Tarla ve bahçe bitkilerini de talan ediyorlar.
Kuduların hamilelik süreleri 210-225 gün arasında değişiyor.
Özel bir çiftleşme dönemleri yok. Yavrular doğduklarında 16 kg oluyorlar.
Kudular, vahşi Afrika köpekleri için önemli bir av.
Hwange Ulusal Park'da, vahşi Afrika köpeklerinin avlarının 23'ü,
Kruger Ulusal Park'da yüzde 8 'ini oluşturuyor. Sırtlanların avlarının ise yüzde 15'ini oluşturuyorlar.
Aktif saatleri sabah ve akşam üstü olan kudular iki metreyi rahatlıkla,
üç metrelik engelleri de zorda kaldıklarında mutlaka aşabiliyorlar.
Belirli bir bölgeye ait olmayan kudular 360 ile 520'lik sürüler halinde yaşıyorlar.
Yavrular, dişiler ve gelişkin olmayanlar genellikle 6-7 bireylik gruplar halinde yaşıyorlar ki
bazen bu sayı 12'ye kadar çıkabiliyor. Erkekler aile gruplarından üç yaşında ayrılıyor.
Yalnız yaşayanların yanı sıra 2-6 bireylik bekar gruplar halinde de yaşayabiliyorlar.
Açık arazide ve alarm zamanlarında sinirli oluyorlar.
Kudu, Anthrax hastalığına karşı çok hassas ve taşıyıcıdır.

KUTUP AYISI
Kutup ayılarının koku alma duyusu çok özel. Yaklaşık 30 kilometreden fok kokusunu alıyorlar.
Biz insanlar foklar kadar kokmadığımızdan bizim kokumuzu ise 20 kilometreden alıyorlar.
Yani biz onu görmeden çok önce o bizden haberder oluyor. Kısa zaman aralıkları ile
burnunu rüzgara doğru kaldırıp, havadaki değişimleri ve fırtınaları bile
bu yolla önceden algılayabiliyor. İsterse kilometrelerce mesafe katedebiliyor.
Kutup ayıları aynı zamanda, mükemmel yüzücü ve dalgıçlar.
Ve kutup ayıları dünyanın en saldırgan hayvanları. Kafaları ile santimetrelerce kalınlıktaki
buzu kırabiliyorlar. Fokların hava almak için açtıkları deliklerin biraz uzağına yatıp,
ellerini birleştirerek saatlerce bekliyorlar. Bir kutup ayısı, fok, delikten başını uzattığı anda
sıçrayıp onu bu küçücük delikten yukarıya çekebilir. Yatay olarak 5 metre sıçrayabilir.

KUTUP AYISI
Büyük bir ustalıkla avının derisini soyar ve vücudu yağla kaplı olan fokun sadece yağını yer.
Fokun diğer parçaları da boşa gitmez çünkü az sonra avı uzaktan izleyen kutup tilkisi,
ayı oradan ayrılır ayrılmaz gelir ve avın geri kalanını yer.
Kutup ayıları kendi aralarında oyunsu kavgalarla sosyal davranışların çalışmasını yapıyorlar.
Güçlü güreşçiler gibi birbirlerine sarılıp yere devirmeye çalışıyorlar.
Bazen bu zorlayıcı güreş oyunlarında ayılar oldukça ısınıyor.
Vücut ısıları alışılmışın üzerine çıkarsa kendilerini tekrar soğutabilmek için
karınlarının üzerine buza uzanıyor veya bir buz banyosu yapıp karın üstüne kıvrılıyorlar.
Kutup ayıları için yatacak yer sorunu yok. Her yer onlar için yatak olabiliyor.
Vücudundaki 3 kalın izolasyon katı, ısı kaybını hissedilmeyecek düzeye indiriyor.
Öyle ki üzerlerine düşen hiç bir kar tanesi bile erimiyor.
Ayrıca kalori yönünden çok zengin olan fok yağının da bu dayanıklılıkta payı var.

KUTUP AYISI
Kutup ayıları eksi 50 dereceyi bulan soğukta yaşayabiliyor ve donma derecesindeki okyanusta yüzebiliyor.
Kar fırtınalarında ise kendilerini, bir kar çukuru kazarak saklıyorlar.
Uykudan uyanınca zevkle gerinip esneyen Kutup ayıları, çevrelerinde alışılagelmişin dışında
bir şey sezdiklerinde ve yavrularını korumak için iki ayak üstüne dikiliyor.
Bunu çevreyi daha iyi görebilmek ve gözdağı verebilmek için yapıyor.
Bu sırada boyu 3 metre 30 santime kadar ulaşıyor.
Yetişkin bir erkek ayının ağırlığı ise 600 kg'ı bulabiliyor.
Fakat bu kadar güçlü ve büyük oldukları halde başlıca besinleri olan
foku bulamadıkları koşulda açlık onları fare avına bile yöneltebilir.

KUTUP AYISI
Dişi ayılar yavrularına çok düşkün. Hamilelik sürecinin yaklaşık son bir ayını kendi kazdığı
kar mağarasına girerek geçiren dişi, bu süre içinde hiç bir şey yemez. Fakat bu sırada
yavrusu için yağ oranı yüksek (%33) ve besleyici bir süt üretir. Bu süt balıkyağı tadındadır ve fok kokar.
Ortalama 400-450 kg ağırlığındaki dişi ayı hamilelik sırasında 90 kg'a kadar düşebilir.
Doğan ve büyüdüğünde yüzlerce kilo ağırlığa ulaşacak olan yavru ise doğduğu anda sadece 500gr'dır.
Gözlerinin açılması ve tüylerinin uzaması bir buçuk ayı bulur. Bunun ardından annesi ile
mağaradan çıkıp onun sırtına binerek daha soğuk bölgelere doğru birlikte yol alırlar.
Yavrular et yemeğe başladıktan sonra bile 1,5 yaşına kadar süt emmeye devam eder.

LEOPAR
Kaplan, aslan ve çitayla karşılaştırıldığında onlara oranla oldukça küçük bir kedi olan leopar
gün içerisinde sürekli dolaşır. Ama gün ortasında sıcaktan korunmak için kayalıklarda,
mağaralarda veya kalın ağaç dallarında dinlenir. Özellikle ağaca çıkmayı tercih eder. Usta tırmanıcıdır.
Yer belirleme ve yol bulma konusunda inanılmaz başarılıdır. İdrar ve dışkı ile bölge belirlediği gibi
ağaç gövdelerini tırmalayarak ve sesiyle bulunduğu alanı belli eder, sahiplenir.
Leoparlar, yalnız yaşar. Sadece, dişi çiftleşmek istediğinde veya yavruları varken birlikte yaşarlar.
Klasik kedi taktik ve yöntemlerini kullanarak avlanırlar. Her omurgalı onlar için avdır.
Avına, 10 metre mesafeye kadar sürünerek yaklaşır, açık alanda yoğun bitki örtüsünün arkasında gizlenirler.
Ayrıca nehir kıyısında ise kum tepelerinin arkasına saklanırlar.
Yaklaşınca arka ayaklarını küçük adımlarla öne doğru çıkış için hazır konuma getirirler.
Bu, sabır dolu hazırlık tamamlanıp uygun an gelince de büyük bir çeviklikle atılarak
ön pençelerini avına bir kanca gibi takarlar. Ölümcül ısırış, avın boynuzları yoksa
direkt olarak enseye olur. Avın boynuzlu bir hayvan olması durumunda ise öldürücü ısırışını gırtlağa yapar.
Leopar, küçük hayvanları avlamak için de, onları açık alana doğru sürer.

LEOPAR
Avladıktan sonra eğer bir defada bitiremeyeceğini hissettiği
büyük bir av yakalamışsa onu bazen yerde çalı ve topraklarla örterek gizler.
Ama genelde ve hele çevrede başka yırtıcı hayvan ya da akbaba gördüyse
bunun yerine avını ağaç tepesine taşır. Ve bunu da inanılmaz bir çeviklikle yapabilir.
Dik bir ağaca 50 kg'lık bir avı rahatlıkla çıkartabilir.

LEOPAR
Dişi, yavrularını mağara kovuklarına, yerdeki delik benzeri boşluklara veya
ağaç kovuklarına girerek doğurur. Yavruların gözleri 6 günlük olduklarında açılmıştır.
Anne 2-3 günde bir yavrusunu da yanına alarak yer değiştirir.
Avlanacağı zamanlarda yavruyu yine ağaç kovuğu ya da mağara gibi yerlere saklar.
Yavru 6 haftalık olduğunda annesinin getirdiği av etini de yemeye başlar.
Dişi, 4 ay dolduğunda yavrusuna avcılık eğitimi vermeye başlayacaktır.
Bir ay sonra yavru ilk avını yakalamış olur.
Yavru avlanmaya başlamış olmasına rağmen 1,5-2 yıl kadar annesi ile birlikte yaşar.
Bu süre sonunda ayrılmalarına rağmen karşılaştıklarında dostça geçinirler.

LEOPAR
Leopar, çevre bölgelerdeki komşu grupları uzaklaştırmak için,
testere ile tahta kesilirken çıkan sese benzer bir ses çıkartır.
Leoparın çıkardığı bu ilginç ses aynı zamanda dişi ile
erkeğin buluşmasına da zemin hazırlayabilir.
Hırıltılı ses çıkartması ise saldırgan olduğuna işarettir.
Aynı sesi tükürüklü olarak çıkartırsa bu da ürktüğü anlamına gelir ki yine saldırabilir.
Kuvvetli miyavlama sesi ise çekişme anında çıkardığı bir diğer sestir.

ZEBRA
Sürü halinde yaşayan zebralarda erkek lider sürüyü ve yavruları koruyor.
Hız ve uzun yolculuk için vücut yapıları çok uygun. Genç erkekler 1-3 yaş arası sürüden
ayrılıp bekarlar sürüsüne katılıyorlar. 5 -6 yaşına gelen erkekler, genç dişileri kaçırıyorlar.
Otçul olan zebraların dişleri de verimli bir şekilde otlamaya elverişli yapıda.
Erkeklerin ise kavga ederken kullandıkları özel şekilli köpek dişleri var.
Gebelikleri 1 yıldan fazla sürüyor.Yavru 30- 35 kg doğuyor. Doğumdan 10 dakika sonra ayağa kalkıp,
yarım saat sonra yürüyor ve bir saat sonra koşuyor. 1-2 gün sonra da ot yemeye başlıyor.
Ancak anne sütünü 1 yıl boyunca içiyor. Zebralar çok hızlı büyüyor.
Günde en az bir kez temiz su içen zebralar, su, temiz değilse (çamurlu ise) toprağı kazıyor ve
temiz suya ulaşıyorlar. Su bulunan bölgeden 8 kilometreden fazla uzaklaştıkları pek görülmez.
Belli bir çiftleşme dönemleri yok ve yılın her dönemi doğurabiliyorlar.

ZÜRAFA
Dünyadaki en uzun memeli hayvan. Erkeklerin boyu 5 metreyi buluyor.
Dişiler biraz daha kısa. Boynuzları deri ile kaplı. Erkeklerin boynuzları
dişilerden büyük oluyor. Boynuzlarını, kendilerini korumak için kullanıyorlar.
Zürafalar oturduklarında kalkmaları zor olduğundan genellikle ayakta uyuyor.
Uzun boyu sayesinde diğer hayvanların erişemediği yüksek dallardan
kolaylıkla beslenen zürafa akasya yemeyi seviyor. Erkekler yüksek dallara uzanarak beslenirken
dişiler daha çok omuz hizasından besleniyor. Yaprak, tohum, çiçek ve meyve ile besleniyorlar.
Dilleri 45cm dışarı uzanabiliyor.
Hamilelik süreleri 16 ay. Doğduktan hemen 1 saat sonra yürüyebiliyor.
Yavru 1.8 metre uzunluğunda ve 48 kg ağırlığında doğuyor.
Anneler yavruya karşı çok koruyucu ve yavrular çok çabuk büyüyor çünkü anne sütü yüksek oranda yağ içeriyor.
Anne yavrularına 10 ay bakıyor. Zürafalar, derileri ve etleri için öldürülüyorlar.
Bu nedenle bazı ülkelerde artık hiç görülmüyorlar.
Özellikle Kenya'da süveter ve çanta yapımı için çok sayıda avlanıyorlar.
0 yorum:
Yorum Gönder